"Nefret tünelinde Aşk" Radikal’de…

“Nefret tünelinde Aşk” çağrımda ve ardı sıra akan tüm yansımaları, algılanmaları içinde bir şey eksikti. O da “projenin neşesi”. Bunu Radikal eliyle Mahmut Hamsici armağan etti. Sağolsun.

Sanırım hem ırkçı mesajların keskin gücü, hem de böylesi bir kalkışmanın içerdiği sorumluluk, beni bu neşeden uzak kıldı. Özene bezene yazdım çağrıyı ve her haklı eleştiride düzeltme eklemekten geri durmadım.

Birkaç kürt entelektüelinin, “bir türkün bu işe kalkışmasından” dolayı yaşadığı alaycı gerginlik ve tepkiler bana ulaştı. Çok ilginçtir ki, “kürt demokrasi hareketine sevdalı” türk entelektüellerinin bir kısmının da, “işe kürt ırkçılığını da dahil etmemden dolayı” bana karşı konumlandığını ve projenin yaygınlaşması için ellerindeki olanakları kullanmadıklarını önce sezdim, sonra bildim.

Birgün gazetesinin benle yaptığı söyleşi, etkinliği hangi zemine oturttuğumu tüm ayrıntılarıyla netleştirmesi adına çok önemliydi. Çok işe yaradı.

En önemli ve benim beklemediğim gelişme, bir dizi çiftin, karar sürecine dair tartışmalarıyla, ilk kez derinden birbirleriyle yüzleştiğini ve ciddi sorunlar yaşadığını öğrenmemle ilgili. Bana bu karar süreci yazışmalarını “nefret tünelinde biz aşk maşk çıkaramadık”, “tam tersine yüzleştik ki ne yüzleştik!” başlıklarıyla yolladılar.

Evet herkes -ben dahil- hâlâ ve hep çok ciddiydi.

Bunu Radikal’de çıkan bu haber kırdı.

“Bu ‘aşk’ üzerine, evet, savaşmayıp da ‘sevişmek’ üzerine bir etkinlik çağrısı ya! Kimse kasmasın kendini!” dedi Hamsici ve çok iyi yaptı. Beni çok rahatlattı ve eminim ki bu etkinliğin özüne bundan iyi gelecek bir katkı olamazdı.

Radikal’e ve Mahmut Hamsici’ye çok teşekkür ederim, bu neşeyi bana ve bu etkinliğe gönül vermiş, verecek herkese armağan ettikleri için.

Hakan Akçura

‘Sevişen’ Türkler ve Kürtler aranıyor!

Güncel sanatçı Hakan Akçura, ‘Nefret Tünelinde Aşk’ adlı projede yer alacak ve bir Türk’ü ya da Kürt’ü sevmenin ne olacağını anlatıp videoyla kaydedecek bir yanı Türk bir yanı Kürt çiftler arıyor.

MAHMUT HAMSİCİ

İSTANBUL – Dikkat! Dikkat! Memleketimizde yükselen ırkçılığın gittikçe daha fazla nefret pompaladığı şu sancılı günlerde bize yeniden ortaklığı, sevgiyi hatırlatıp gönüllere su serpecek sevişen Türkler ve Kürtler aranıyor! Daha önce İsveç’teki göçmenlerin sorunlarıyla ve Başkan Bush’un Irak seferiyle ilgili eserler üreten İsveç’te yaşayan Türkiyeli güncel sanatçı Hakan Akçura yeni işinde yine can alıcı bir soruna el atıyor: Yükselen Türk ve Kürt ırkçılığı!

Akçura’nın bu yeni projesinin çıkışı, sanatçının Hrant Dink cinayeti sonrası internet ortamında okuduklarına ve dinlediklerine dayanıyor. Forum sitelerinde Türkler ve Kürtler arasındaki ırkçı nefret konuşmalarının patladığını gören sanatçı, tehlikenin farkına vararak yeni bir sergi projesine karar veriyor: ‘Nefret Tünelinde Aşk’. Akçura’nın önümüzdeki dönemde İstanbul, Diyarbakır ve mümkünse başka kentlerde açmayı planladığı sergide, sergi mekânın dört bir tarafına internetten alınma gerçek ırkçı mesajlar yerleştirilecek, ırkçı konuşmaların sesleri verilecek. İzleyicinin girdiği bu nefret tüneline serpiştirilmiş ekranlardaysa birbirini seven Türk ve Kürtlerin video görüntüleri yer alacak.

Yaklaşık dört aydır proje üzerine çalışan sanatçı, şimdi projenin video ayağını kurmak için bir yanı Türk, bir yanı Kürt olan, bir Türk’ü ya da bir Kürt’ü seviyor olmayı deneyimleyen çiftlere çağrı yapıyor.

Akçura, projede yer almak isteyen çiftlere önce okumaları için söz konusu nefret metinlerini yollayacak. Yollayacağı örneklerin sayısını çok tutacak. Bu okumaların ardından çiftler video kameralarla birbirlerini ve/veya ilişkilerini çekecek. Açılacak serginin ziyaretçileri için bir Türk’ü ya da Kürt’ü sevmenin nedenlerini, nasıllarını, öyküsünü, zorluklarını, dışavurumunu, içeriğini anlatacaklar. Çekimlerin, içeriği, biçimi katılımcıların kendisine ait olacak. Sevgilerinin gücünü nasıl sunmak isterlerse öyle sunacaklar.

Cevaplayacakları asıl soruysa, o nefret belgelerinin kapladığı ‘tünel’de nasıl varolmak istedikleriyle ilgili olacak.

Hakan Akçura’nın ‘ırkçılığa karşı konumlanmış bir kavram ve sanat etkinliği’ olarak tanımladığı bu projesine katılmak isteyen sevişen Türkler ve Kürtler sanatçıyla, http://open-flux.blogspot.com adresinden iletişime geçebilirler. Geçerlerse, bize yeniden Türk-Kürt sevgisini hatırlatmak gibi bir tarihi göreve imza atacakları için çok da makbule geçer…

Reklam

Stockholm’de, Labirent’te “Hakan Akçura’nın aşkına ve kişiliğine dair”



Stockholm’de çok sayıda Türk göçmenin de yaşadığı bir banliyö bölgesi olan Tumba’da yeralan çağdaş sanatlar merkezi Botkyrka Konsthall’de açılacak olan “Labirent” isimli uluslararası sanatçı kitapları sergisine “Oturma izni için” isimli dia gösterisi ile katılıyorum. Sergide benim dışımda Türkiye’den iki sanatçı daha var: Banu Cennetoğlu ve Aslı Çavuşoğlu.
18 Kasım’da açılacak sergide İsveç’ten Türkiye’ye, Romanya’dan Japonya’ya, İsrail’den Singapur’a yüzü aşkın sayıda sanatçı kendisi tarafından bir ‘iş olarak yapılmış sanatçı kitapları ile yeralacak. Sergide yeralan yayınevleri ise, Frankfurt’tan Revolver, New York’tan Printed Matter ile Free Pres ve İstanbul’dan BAS’ın “Türkiye’den sanatçı kitapları projesi” Bent.
2004 yılında oturma izni başvurum için İsveç İstanbul Büyükelçiliği’ne tek nüsha basılmış bir “sanatçı kitabı” ile gittim. Kitabın ismi “Hakan Akçura’nın aşkına ve kişiliğine dair”di. Verili ilişkimin ve kişiliğimin seçtiğim belgeler ile sunulduğu bu kitabı tasarlar ve arkadaşım Emine Tusavul’un katkısı ile basarken, İsveç Göçmen Bürosu’nun “evliliğimin ne kadar sahici olduğu kuşkusu”yla yapılan standart sorgusunu kırmayı ve onlara daha “insani” ve “saygılı” bir bakış açısı sunmayı hedeflemiştim. Sonuç aldığım söylenebilir. O ilk görüşme zarif geçti ve beni sadece iki ay beklettiler. İş bir yıl sonra bu izni uzatmaya gelince biliyorsunuz ki bu süreç daha sancılı geçti ve beni 51 dakikalık “İsveç Göçmen Bürosu’na açık mektup” isimli bir video performans yapmaya zorladılar.
Sözkonusu kitabı elçiliğe sunmadan önce sanatçı arkadaşım Fırat Erez’in çektiği fotoğraflarla, bu kitabın her sayfasını elimle çevirişimi belgeleyen bir seri hazırladım. Botkyrka Konsthall’in sergisi “Labirent”te işte bu seri “Oturma izni için” başlıklı 189 fotoğrafı kapsayan bir multimedya gösteri olarak sergilenecek.
İsminin ilhamını Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’den alan ve 31 Ocak 2007’ye kadar açık olacak sergide, ziyaretçiler kimi kitapları ödünç alabilecek, kendi kitaplarını yapabilecekleri workshoplara katılabilecek ve bir dizi performansı izleyebilecekler.
Serginin küratörleri, Joanna Sandell ve Pia Sandström. Sergiye katılan sanatçıların tam listesi ise şu: Hakan Akçura, Kjellgren Alkire, Paola Anzichè, Henrik Andersson, Roger Andersson, Jakob Avenius Anckarsvärd,Janine Antoni, Michael J. Baers, Veronika Ban, Björn Barre, Terése Bolander, Anna Jin Hwa Borstam, Magnus Bärtås, Amanda Cardell, Susan Carr, Peter Cederblom, Aslı Çavuşoglu, Banu Cennetoğlu, Claudia Christoffel, Clémentine Deliss, Carl Diekert, Fredrik Ekman, Marie-Louise Ekman, Andjeas Ejiksson, Andreas Eriksson, Elis Eriksson, Fabian Fink, Alissa Firth-Eagland, Juan Pedro Fabra, Free Press (Sal Randolph), Luca Frei, Takuya Fukumoto, April Gertler, Oscar Guermouche, Brent Gutzeit, Camilla Gunnar, Cecilia Grönberg, Jason De Haan, Happy Pappy (Malin Ståhl), H.arta (Maria Crista, Anca Gyemant ve Rodica Tache), Christel Hansson, Trond Hugo Haugen, Johannes Heldén, Janna Holmstedt, Karl Holmqvist, Lars Hoffsten, John Håkansson, Martin Högström, Lisa Isley, Implicasphere (Cathy Haynes ve Sally O’Reilly), Travis Janssen, Cheong Kah Kit, Arijana Kajfes, Melissa Kaup-Augustine, Nina Katchadourian, Emma Kihl, Anna Kindgren & Carina Gunnars, Scott Konzelmann, Mariken Kramer, Ann-Kristin Källström, Karl Larsson, Karl Larsson & Andreas Mangione, Björn Larsson, Mareike Lee, Maria Lindström, Dorota Lukianska, love and devotion (Carina Gunnars, Ingrid Eriksson, Carina Gunnars, Karin Johnson ve Anna Kindgren), Line Løkken, Ebba Matz, Cathryn Miller, Concetta Modica, Ken Montgomery, Frank Möllersten, Masato Nakamura, Lina Nordström, Anber Onar, Julia Peirone, Haris Pellapaisiotis, Ragnar Persson, Dmitri Plax, Alessandra Di Pisa, Sandra Praun, Publikation (Susann Rönnertz ve Annelie Nilsson), Barbro Ravander, Srecko Rijetkovic, Michael Roy, raketa (Helena Byström, Lola Carlander, Magda Lipka Falck, Åsa Lipka Falck, Elisabet Mç Nilsson, Camilla Schlyter Gezelius ve Jenny Vinterqvist), Lina Selander, Paula von Seth, Christian Sievers, Marja-Leena Sillanpää, Gil Marco Shani, Linnea Sjöberg, Eva-Leena Skarin, Carouschka Streijffert, Styx (Giuliano Killgren Medici ve Michael Lundberg), Nacho Tatjer, Andrea Taylor, Johan Thurfjell, VAVD Editions (Peter Andersson, Lars Svensson, Måns Wrange ve Pål Wrange), Martisa Vásquez, Ruth Weismann, Horst Weinstall, Ulla Wennberg, Bengt Jahnsson Wennberg, Per Wennerstrand, Anna Wignell, Mats Wilhelmsson, ÅBÄKE (Patrick Lacey, Benjamin Reichen, Kajsa Ståhl ve Maki Suzuki), Richard Årlin.