"Bitti dememek için!…" Nefrete karşı! Hep birlikte…

Bugün tam adıyla “Türkiye linç yapılmış ya da linçe kalkışılmış mülki idare bölümleri haritası”nı dördüncü kez yeniliyor ve “Bitti dememek için!” başlığıyla yayınlıyorum.

Bu çalışmamı ilk kez 17 Ocak 2010 tarihinde yayınlanmak üzere Birgün Gazetesi için ürettim. Yayınlanan ilk başlığı “Az kaldı!” idi.

Ece Temelkuran ve Sezgin Öney köşe yazılarında bu çalışmamdan sözettiler.

Aynı haritayı takip eden 8 ay içinde gerçekleşen 29 yeni linç teşebbüsünü ekleyerek bu kez “Daha da az kaldı!” başlığıyla yeniden ürettim ve 26 Eylül 2010 tarihinde yayınladım. 


“Bitmek üzere! başlığıyla yayınladığım üçüncü yenilemeye eklenen yeni linç teşebbüsleri, linç tehditleri ve yöneldiği mekanlarda insan olmadığı için hedefine ulaşamayan linç amaçlı saldırıların sayısı 50’ydi.

“Bitmek üzere!”yi yaygınlaştırdıktan sonra Evrensel Kültür dergisinin Ekim sayısında benimle konu hakkında Eylül ayında yaptıkları söyleşi yayınlandı

Aynı Eylül ayında Radikal gazetesi Pazar Eki’nde kapağa taşımayı düşündüğü bir röportaj yaptı, ardından İMÇ televizyonu canlı yayın bağlantısıyla konuyu ekranına taşımak istedi. Bu son iki süreç sonuçlanmadı. İkisinde de bana aktarılan son özür cümlesi, özetle, editörlerin akan gündemin diğer konularını öne almayı yeğlemesiydi.

Bugünler “Nefret Suçları” kavramının yaygın tartışıldığı günler.

Geçtiğimiz günlerde, 15 ve 16 Şubat tarihlerinde Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi’ni de bünyesinde barındıran Sosyal Değişim Derneği’nin düzenlediği ‘Uluslararası Nefret Suçları Konferansı’, İstanbul, Taxim Hill Hotel’de yapılmıştı. 

Bugün aynı zamanda, 22-27 Şubat tarihleri arasında sürecek “5. Baki Koşar Nefret Suçları ile Mücadele Haftası”nın başlangıç günü.

Nefret Suçları Yasa Kampanyası Platformu’nun hazırladığı Nefret Suçları Yasa Taslağı önerisi yayında, “Nefret Suçları Yasası istiyorum!” imza kampanyası sürüyor.


12 Ocak 2011’de verilen Siiirt Milletvekili Osman Özçelik ve 19 Milletvekilinin, başta cinsiyet temlli ayrımcılık ve nefret suçları olmak üzere ayrımcılık ve nefret suçları olmak üzere ayrımcılık ve nefret suçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi” Meclis Genel Kurulu’nca reddedildi.

27 Ekim 2011’de verilen İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 Milletvekilinin, medyanın ayrımcı yaklaşımının ve medyadaki nefret söyleminin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi Meclis Genel Kurulu’nca reddedildi.

26 Mart 2012’de verilen Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici ve 22 Milletvekilinin, ayrımcılık ve nefret suçlarındaki artışın nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi Meclis Genel Kurulu’nca reddedildi.

23 Ekim 2012’de verilen İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve 21 Milletvekilinin, nefret suçlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi Meclis Genel Kurulu’nca reddedildi.

TBMM’ye 3 Aralık 2012’de CHP’nin verdiği “Nefret Suçları Yasa Teklifi” komisyonda görüşülmeyi bekliyor. BDP’nin 2 Ocak 2013’te grup önerisi olarak TBMM Genel Kurul gündemine getirdiği, “Nefret suçlarındaki artışın belirlenmesine ilişkin araştırma önergesi” reddedildi.  Dün BDP’nin TBMM’ye sunduğu “Nefret Suçları Araştırma Komisyonu kurulması önergesi”  reddedildi.

Ama tüm bu gelişmelerden daha önemlisi, bu dördüncü yenilemeyi yayınlamamın asıl nedeni, elbette ki, geçen hafta -umarım- her birimizin yüreğini ağzına getiren, Sivas Katliamı’nı hatırlatan görüntüleriyle kabuslar yaşattıran, HDK milletvekillerine yönelik Sinop ve Samsun linç kalkışmaları…

Bugün yayınladığım bu dördüncü yenilemeye “Bitti dememek için!”e, öncelikle Ağustos 2012’den bu yana gerçekleşen 32 yeni linç ve linç teşebbüsünü ekledim:

Sakarya 27 Ağustos 2012
İstanbul – Çatalca 28 Ağustos 2012
Bursa 6 Eylül 2012 ve 24-29 Eylül 2012 
Çanakkale 2 Eylül 2012
İstanbul -Maltepe 3 Eylül 2012
Bitlis – Adilcevaz 6 Eylül 2012
Istanbul 6 Eylül 2012
Trabzon 17 Eylül 2012
Mersin  20 Eylül 2012
Gaziantep – Şahinbey 9 Ekim 2012
Mardin – Mazıdağı 23 Ekim 2012
İstanbul – Okmeydanı 30 Ekim 2012
Van 30 Ekim 2012
Tekirdağ – Şarköy 4 Kasım 2012
Muğla – Bodrum 13 Kasım 2012
İstanbul – Bakırköy 15 Kasım 2012
Şanlıurfa 22 Kasım 2012
İstanbul 23 Kasım 2012
Uşak 23 Kasım 2012
Rize 23 Kasım 2012
Erzurum – Yakutiye 6 Aralık 2012
İstanbul 28 Aralık 2012
Afyonkarahisar – Sultandağlı 29 Aralık 2012
İstanbul – Tuzla 4 Ocak 2013
Diyarbakır 9 Ocak 2013
Adıyaman 30 Ocak 2013
Bingöl – Genç 3 Şubat 2013
Uşak – Sivaslı 4 Şubat 2013
Antalya 18 Şubat 2013
Sinop 18 Şubat 2013
Samsun 19 Şubat 2013
Trabzon 20 Şubat 2013

Ayrıca öncesinden farklı olarak bu son altı aylık süreçte yükümü, derdimi paylaşanlar oldu: Kimileri beni, kentlerinde olan, haritalarıma geçmeyen, bildikleri eski linç teşebbüslerinden haberdar ederken, kimi izleyenlerim de yaptıkları kişisel aramalarla ulaştıkları ve yine benim bu üç haritamda yeralmayan linç teşebbüslerinden haberdar ettiler. 2006 ile 2012 arasında gerçekleşen bu 17 linç teşebbüsünü de haritaya ekliyorum:

Kırıkkale – Vize 20 Temmuz 2006
Batman 25 Haziran 2007
Gümüşhane – Torul 27 Haziran 2007
Siirt 23 Haziran 2008
Kastamonu 25 Haziran 2008
Mersin 23 Nisan 2009
Siirt 12 Haziran 2009
Ankara 25 Ekim 2009 
Giresun – Doğankent 17 Nisan 2010
Gümüşhane -Kürtün 19 Nisan 2010 
Hakkari – Yüksekova 2 Mart 2011
Malatya – Doğanşehir 6 Nisan 2011
Batman 15 Ağustos 2011
Konya 19 Aralık 2011
İstanbul – Zeytinburnu 18 Mart 2012
İstanbul – Kağıthane 19 Haziran 2012
İstanbul – Esenler 11 Temmuz 2012

Çalışmamda ezici bir çoğunlukla ırkçı, milliyetçi, etnik ve homofobik nefret kökenli kalkışmalar, eylemler yeralsa da, özü gereği bir başka zamanda ve nedenle oluşsa bu niteliğe de sahip olacağına emin olduğum, olası suçlulara, sıradan insanlara yönelik linç kalkışmaları ve ne iyi ki boş olan kürt siyasal örgütlenmelerinin binalarına yönelik linç amaçlı saldırılar da yeralıyor.

Çalışmalarım uzun süreli, özenli taramalara dayansa da, varsa atladığım linç kalkışma ve eylemlerini bana iletirseniz -ne yazık ki- onları da ekleyeceğim.  

Ne yazık ki hala, bir gün “Bitti!” diyecek olmaktan korkarım.

Reklam

Bitmek üzere! (Türkiye linç yapılmış ya da linçe kalkışılmış mülki idare bölümleri haritası 1992-2012)


Tam adıyla “Türkiye linç yapılmış ya da linçe kalkışılmış mülki idare bölümleri haritası” adlı çalışmamı ilk kez 17 Ocak 2010 tarihinde yayınlanmak üzere Birgün Gazetesi için ürettim. Yayınlanan ilk başlığı “Az kaldı!” idi.


Ece Temelkuran ve Sezgin Öney köşe yazılarında bu çalışmamdan sözettiler.

Aynı haritayı takip eden 8 ay içinde gerçekleşen 29 yeni linç teşebbüsünü ekleyerek bu kez “Daha da az kaldı!” başlığıyla yeniden ürettim ve 26 Eylül 2010 tarihinde yayınladım. 

“Bitmek üzere! (Türkiye linç yapılmış ya da linçe kalkışılmış mülki idare bölümleri haritası 1992-2012)” adıyla yayınladığım bu üçüncü yenilemeye eklenen yeni linç teşebbüsleri, linç tehditleri ve yöneldiği mekanlarda insan olmadığı için hedefine ulaşamayan linç amaçlı saldırılar şunlar:

Diyarbakır 20 Ekim 2010
Konya 25 Kasım 2010

Kayseri 28 Mart 2011

Tokat 30 Kasım 2011
Şırnak – Uludere 31 Aralık 2011
Kütahya – Emet 13 Mart 2012
Adıyaman – Kahta 12 Nisan 2012
İstanbul 15 Nisan 2012
Kayseri – Pınarbaşı 25 Mayıs 2012
İstanbul 19 Haziran 2012
İstanbul 4 Temmuz 2012
İstanbul 5 Temmuz 2012
Adana 18 Temmuz 2012
Niğde 26 Temmuz 2012
Bursa – Yıldırım 27 Temmuz 2012
Malatya – Doğanşehir 29 Temmuz 2012
İstanbul 30 Temmuz 2012
Tekirdağ – Çerkezköy 31 Temmuz 2012
Muğla – Dalyan 1 Ağustos
Aydın 2 Ağustos 2012
İstanbul 9 Ağustos 2012
İzmir – Kiraz 12 Ağustos 2012
İzmir – Çandarlı 14 Ağustos 2012 (linç tehditi)
Kırklareli – Babaeski 14 Ağustos 2012
Hakkari -Şemdinli (Derecik) 18 Ağustos 2012
Gaziantep 20 Ağustos
Gaziantep 21 Ağustos

Edirne 22 Ağustos 2012
Çanakkale 23 Ağustos
İzmir – Karşıyaka 23 Ağustos
Isparta – Eğirdir 25 Ağustos 2012
Konya 25 Ağustos 2012

Çalışmamda ezici bir çoğunlukla ırkçı, milliyetçi, etnik ve homofobik nefret kökenli kalkışmalar, eylemler yeralsa da, özü gereği bir başka zamanda ve nedenle oluşsa bu niteliğe de sahip olacağına emin olduğum, olası suçlulara, sıradan insanlara yönelik linç kalkışmaları, son günlerde ne yazık ki sıkça karşılaştığımız ve ne iyi ki boş olan kürt siyasal örgütlenmelerinin binalarına yönelik linç amaçlı saldırılar da yeralıyor.

Çalışmalarım uzun süreli, özenli taramalara dayansa da, varsa atladığım linç kalkışma ve eylemlerini bana iletirseniz -ne yazık ki- onları da ekleyeceğim.  

Bir gün “Bitti!” diyecek olmaktan korkarım.

Update:

Bu yayınımın ardından gerçekleşen ve ne yazık ki yeni haritaya eklenecek linç girişimleri ve linçler…

Sakarya 27 Ağustos 2012
İstanbul – Çatalca 28 Ağustos 2012
Bursa 6 Eylül 2012 ve 24-29 Eylül 2012 
Çanakkale 2 Eylül 2012
İstanbul -Maltepe 3 Eylül 2012
Bitlis – Adilcevaz 6 Eylül 2012
Istanbul 6 Eylül 2012
Trabzon 17 Eylül 2012
Mersin  20 Eylül 2012
Gaziantep – Şahinbey 9 Ekim 2012
Mardin – Mazıdağı 23 Ekim 2012
İstanbul – Okmeydanı 30 Ekim 2012
Van 30 Ekim 2012
Tekirdağ – Şarköy 4 Kasım 2012
Muğla – Bodrum 13 Kasım 2012
İstanbul – Bakırköy 15 Kasım 2012
Şanlıurfa 22 Kasım 2012
İstanbul 23 Kasım 2012
Uşak 23 Kasım 2012
Rize 23 Kasım 2012
Erzurum – Yakutiye 6 Aralık 2012
İstanbul 28 Aralık 2012
Afyonkarahisar – Sultandağlı 29 Aralık 2012
İstanbul – Tuzla 4 Ocak 2013
Diyarbakır 9 Ocak 2013
Adıyaman 30 Ocak 2013
Bingöl – Genç 3 Şubat 2013
Uşak – Sivaslı 4 Şubat 2013
Antalya 18 Şubat 2013
Sinop 18 Şubat 2013
Samsun 19 Şubat 2013
Trabzon 20 Şubat 2013

Önceki haritalarımda yeralmadığı için bilgilendirildiğim eski tarihli linç girişimleri

Kırıkkale – Vize 20 Temmuz 2006
Batman 25 Haziran 2007
Gümüşhane – Torul 27 Haziran 2007
Siirt 23 Haziran 2008
Kastamonu 25 Haziran 2008
Mersin 23 Nisan 2009
Siirt 12 Haziran 2009
Ankara 25 Ekim 2009 
Giresun – Doğankent 17 Nisan 2010
Gümüşhane -Kürtün 19 Nisan 2010 
Hakkari – Yüksekova 2 Mart 2011
Malatya – Doğanşehir 6 Nisan 2011
Batman 15 Ağustos 2011
Konya 19 Aralık 2011
İstanbul – Zeytinburnu 18 Mart 2012
İstanbul – Kağıthane 19 Haziran 2012
İstanbul – Esenler 11 Temmuz 2012

Dikilmesi mümkün "İzmirli ırkçılar" heykel tasarımı


(Olay aşağıda anlatılıyor. Ama yayınlanan bir tek fotograf bile daha iyi göstermiyor mu olan her şeyi aslında…)

BASINA VE KAMUOYUNA

İzmir’de bugün, 22 Kasım 2009 günü, Demokratik Toplum Partisi konvoyuna ve parti yöneticilerine taş ve sopalarla vahim bir saldırı düzenlendi. Olayı yaşayanların anlatımlarına göre Hatay Caddesi boyunca evlerin balkonlarında taşlar biriktirildiği ve bu taşların konvoya atıldığı, trafik polislerinin konvoyun önünü kesmesi ile zaten cadde kenarında konvoyun geçişini beklemekte olan insanların, duran araçlara linç etmek üzere taş ve sopalarla saldırıda bulunmasıyla olaylar başladı.

Yine olayı yaşayanların ve tanık olanların anlatımlarına göre; saldırganların çoğunluğu ‘kurt işareti’ yapmakta ve konvoydakilere yönelik olarak hakaret içeren sloganlar atmaktaydılar. Olay sırasında çok sayıda insan yaralandı ve araçlar zarar gördü.

Olay yerinde bulunan güvenlik güçlerinin saldırgan gruba etkili biçimde müdahale etmemesini, konvoyun güvenliğini almamasını, bu faşist saldırının ulusal basının büyük bir kısmında “vatandaş protestosu, DTP konvoyunda kavga, öfkeli kalabalık…” gibi sözlerle aktarılmasını endişe verici buluyoruz. Yaşananlar, bu saldırının bir anda ve kendiliğinden ortaya çıkan bir ‘öfke patlaması’ değil; günler öncesinden organize edilen, bilinçli ve programlı bir provokasyon olduğunun göstergesidir.

Planlı olduğu, yetkililerin haberdar olduğu ve yönlendirdiği yönündeki pek çok görgüye dayanan iddialarla gündeme gelen bu faşist saldırı Kürt ve Türk halklarının kardeşliğine gölge düşürmeye yöneliktir.

Geçtiğimiz yıllarda “duyarlı vatandaş tepkisi” diye başlatılan linç kampanyasının yeniden hayata geçirildiğinin göstergesi olan bu saldırı önümüzdeki günlerde Demokratik Toplum Partisi’nin yapacağı yurt gezileri açısından da kaygılanmamıza sebep olmuştur. Yaşanan ve yaşanacak muhtemel saldırılardan yetkililerin sorumlu olduğunu hatırlatıyor ve sürecin yasal olarak da takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

23.11.2009 Pazartesi günü saat 12.30’da Konak Eski Sümerbank önünde pek çok parti ve demokratik kitle örgütü yaşanan saldırıya ilişkin basın açıklaması yapacaktır. Saldırıyı kınamak ve kamuoyu ile paylaşmak için biz de orada olacağız. [Basın toplantısında tasarımımı ellerinde taşımak isteyenler, yüksek çözünürlüklü kopyasını aşağıdan indirebilirler. HA]

Tüm duyarlı kamuoyuna duyururuz.

Saygılarımızla.

İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi
Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi

Bu fotograf haberle ilgili albüm sayfasından ve “En son haber” sitesinden alındı ama onlar nereden aşırdı, aslında onu bulmak lazım.

Tasarımın yüksek çözünürlüklü kopyasına aşağıdaki resme tıklayarak ulaşabilirsiniz. HA


Olay hakkında:

DTP’li dostlarımızın yanındayız

Türkiye’ye barışın gelmesini ne kadar çok istediğini “17. 500 faili meçhulü de unutmaya hazırız. Yeter ki barış gelsin, akan kan dursun… ” ya da “barışı görelim Allah canımızı alsın” gibi ifadelerle, yetkililere, basının da önünde, sık sık anlatmaya çalışmış olan DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün de aralarında bulunduğu; mecliste 21 milletvekiliyle temsil edilen, Türkiye’nin binlerce noktasında yasayla koruma altına alınmış binaları bulunan bir siyasi partinin, Demokratik Toplum Partisi’nin yasal mitingine katılmak üzere, 200 kadar araçla havaalanından şehre gelen bir konvoy dolusu insan, canlarına kast edilecek biçimde ağır bir saldırıya uğradı.

Ellerinde taş, sopa, piknik tüp, sandalye, şezlong, lavabo taşı, bariyer demiri gibi öldürücü olabilecek nesnelerle, sırf Kürt oldukları önyargısıyla, yoldan geçen arabaların içindeki insanlara saldıranlar, tabii ki derhal tespit edilip yakalanmalı ve bunlara, ortaya çıkardıkları büyük hasar da dâhil, her türlü maddi ve manevi cezalar verilmelidir. Bunun görüntülü ve sesli kanıtları çeşitli basın yayın organlarında kamuoyuna sunulmuştur.

Bu olayda, saldırıyı başlatan ve polisin havaya ateş açarak dağıttığı grubun, sonradan tekrar toplanarak yürüyüş yapmasına izin veren ya da göz yuman tüm yetkililer sorumludur. Cana ve mala kastettikleri açıkça anlaşılan kişileri gözaltına almayan, konvoyun geçeceği güzergâhta yeterli güvenlik önlemi oluşturmayan, provokasyon olasılığına karşı istihbaratı varsa bile paylaşmayan bütün devlet memurları incelemeye alınmalıdır.

Konvoya saldırının MHP’nin sokak örgütü Ülkü Ocakları’ndan çıkan grupların bir araya gelmesiyle başladığı; aynı grupların, sonrasında bir yürüyüş yaparak tekrar aynı binaların önünde toplandıkları basında yer almıştır. Başta bu örgütlü saldırının olduğu bölgedeki MHP ve Ülkü Ocakları yetkilileri olmak üzere, MHP Genel Merkez yöneticilerine kadar pek çok kişi soruşturulmalıdır.

DurDe Girişimi olarak, “barış süreci”ne çok büyük destekleri olduğunu düşündüğümüz DTP’li dostlarımıza yapılan ırkçı-etnik milliyetçi saldırıyı kınıyor, hükümeti ve tüm devlet yetkililerini ilân ettikleri barış sürecindeki görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Barışa mal olacak her davranış ve tutumdan kaçınmak, herkesten önce, tüm masraflarını da karşılayarak, yaşadığımız ülkeyi yönetmesine izin verdiğimiz devlet ve hükümet yetkililerinin görevidir.

Irkçı saldırganlığa maruz kalan tüm DTP’li dostlarımıza geçmiş olsun diyor, barış yürüyüşünde yan yana yürümeye devam edeceğimizi bildiriyoruz.

Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe Girişimi
24.11.2009
İzmir usulü demokrasi
Faşizmin başkenti: İzmir
Taş atan sarışınsa problem yok mu yani?
Diyarbakır’da, ve bir kez daha ‘mesela me…’
Kaplan: Başbakan kafayı yemiş
‘Operasyonel’ vicdan, sahte belge…
Böyle devlet, böyle toplum

İlk taş İzmir’den
Ahmet Türk’ten ‘gerginlik’ açıklaması
DTP konvoyuna saldırı protesto edildi
DTP, İzmir Emniyet Müdürü ve Valisi hakkında soruşturma istedi
“MHP ve CHP Kışkırttığı Kitleyi Kontrol Edemiyor”
İzmir’de taş devri
“İzmir’de Barış İsteyenler Savaş İsteyenlerden Daha Çok”
“İzmir’deki ‘Vatandaş Tepkisi’ Değil, Faşist Saldırı”