Cengiz Aktar: 19 Ocak öncesi ruh halleri

Cengiz Aktar
Vatan
17 Ocak 2010

Hrant Dink katledileli üç yıl oldu ve onu öldürtenler elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Hrant’ı kollektif bir ‘resmî’ irade öldürdü. Cinayetin arkasındaki ‘devlet eli’ yargı önüne çıkarılmadıkça hiçbirimizin geleceğinin güvence altında olmadığını biliyoruz’ diyor Hrant’ın Arkadaşları. Salı 19 Ocak saat 14.30′da Agos‘un önünde toplanıp adalet taleplerini bir kez daha haykıracaklar. Dava avukatları Fethiye Çetin ve Deniz Tuna‘nın hazırladığı rapor incelenmeli.

Hrant’ın katli, ortalığa iyice saçılmış bulunan ‘vatankurtaran çete’ tezgâhları arasında adı daha öyle konmamış olanlardan. Hrant’ın vicdanı, kişiliği ve kimliği, hakikatin ortaya çıkmasının hayatiyetini ve aciliyetini katlıyor. Eğer adalet yerini Türkiye’de bulamayacaksa tıpkı Refik Hariri ve Benazir Butto’nun katlini aydınlatmak için Birleşmiş Milletler’de kurulan ‘Hariri Komisyonu‘ ve ‘Butto Komisyonu‘ gibi bir ‘Dink Komisyonu‘ kurulmasının vakti geldi.

Linç ve ırk

Her insan topluluğunda mevcut olan yabancısevmezlik, hakim unsur refleksinin küstahlığıyla harmanlanarak hızla ırkçılığa doğru evriliyor. Gün geçmiyor ki bir linç girişimi haberi gelmesin. En ironik olanı ‘Amerika defol bu vatan bizim‘ci güruha Edirne’de tıpkı kendileri gibi düşünenlerin onları Kürt sanarak saldırmasıydı.

Kitlesel dalgalar böyledir. Birikmiş kin ve envai çeşit doyumsuzluğun önünde kimse duramaz. Linç de bakarsın içsavaşa dönüşüverir. 1990′ların başında, sabah birlikte ‘kavitsa’ içen Sırp, Boşnak ve Hırvat öğle vakti birbirini kesmeye başlamıştı. Sosyalist kardeşlik masallarıyla büyümüş olanlar Yugoslav savaşlarının vahşetine, derinlerdeki ırkçı damarların birden bire patlamasına inanamamıştı. Tanıl Bora‘nın son kitabı ‘Türkiye’nin Linç Rejimi‘ ve sanatçı Hakan Akçura‘nın Türk Irkçılığı ile Yüzleşme Yazıtı incelenebilir.

Nüfus artışında azalma

Başbakan’ın ‘üççocukyapın’ takıntısı mâlum. Bunun ardında Kürt nüfusun (ne demekse) Türk nüfusu geçeceği gibi paranoyak bir endişe vardır. Hani et ile kemik idik? Ki öyleyiz, kız alıp kız vermedik mi? Üstelik Kürt illerinde de nüfus artışı azalıyor, daha da azalacak.

Geçende Eğitim Bakanı TÜİK’in nüfus artışı ile ilgili bir raporunu eğitim açısından değerlendirirken artış hızının düşmesini kaygıyla karşılamış. Türkiye gençlerini ne eğitebiliyor, ne de istihdam edebiliyor. Erkekleri askere yolluyor, o kadar. Asker sonrası eğitimi de televizyon sağlıyor. Yine TÜİK rakamlarında verilen 50 yaş altı nüfus, toplamın %88′i. Bu dev kitlenin eğitimi berbat, iş bulma şansı karanlık. Daha dilde karşılığı olmayan, ‘doğumcu’ veya ‘nüfusçu’ olarak tercüme edebileceğimiz ‘natalist‘ politikanın Türkiye’nin ekonomik ve sosyal konumunda hiç bir yeri yok, ama müstakbel sosyal patlamalarda yeri muhakkak olacaktır.

18 yaşında ve herşeyi biliyor

‘Bize AB’yi anlatmayın, AB’yi biliyoruz. TEKEL işçilerinin yaşadıklarının sebebi, özelleştirmelerle halkımızın fakirleşmesinin, Fransa’nın Fildişi Sahilleri’nde yağdırdığı bombaların sebebi olduğunu biliyoruz. Katil AB, işbirlikçi AKP.’ Zırcehalet manzumesi bu hükümleri geçen gün Bahçeşehir Üniversitesi‘nde Egemen Bağış ile yapılan sohbet toplantısının başında bazı ‘gençler’ vermişti. Hatırlarım, Romanya diktatörü Çavuşesku idam edildiğinde, Romanya’daki birkaç nostaljik dışında bir tek Türkiye’de protesto düzenlenmiş ve ‘Çavuşeskular ölmez‘ sloganı atılmıştı. Sade siyaseten değil ahlâken de çökmüş bir sistemi savunan stalinci solun tekne kazıntılarının gençliğin delifişekliğiyle falan ilgisi yok. Bunlar 18′inde kitabı, defteri kapatmış ihtiyarlar.

HEP Beijing will run!


HEP Beijing,
curated by Jose Drummond,
will run from 16 January (opening) to 14 March 2010
at
AFA Beijing
Opening hours: 12AM to 6PM Daily except mondays.

Video is one of the most prolific visual mediums in use today. The Human Emotion Project (HEP) Beijing selection links together more than 40 voices from all over the world. Presented in 4 weeks, each with a different program exploring different topics.

HEP was presented in Australia during February, in Italy during March, in Spain during April, in Portugal during May and in Macau in December. Exhibitions and screenings are also being prepared in Sweden, Denmark, Germany, Romania, Greece, Iran and USA.

Drawn together by the art that they share via the Internet, artists with disparate cultural and aesthetic identities approach the internal workings that exist in all humans. Emotions are inherently difficult to explicate. How does one describe fear? We know it when we feel it but how can we share, through the paltry use of language, our experience of it? Moving images, mostly embellished with sound, extend the expressive possibilities beyond what can be accomplished through language or even static imagery. By employing the largest palette of creative possibilities, film and video artists from around the world strive to externalize those complex driving forces that we all enjoy and endure and that bind us, as humanity, together despite our differences.

Alison Williams,
HEP Founder & Director

Video is one of the most prolific visual mediums in use today. The Human Emotion Project (HEP) Beijing selection links together more than 40 voices from all over the world. Presented in 4 weeks, each with a different program exploring different topics.

“Paradox”, “Loss & Desire”, “Transformation” and “Fantasy” are the chosen topics for understanding video art, its own multiplicity and the reunion around the imaginative subject of The Human Emotion Project (HEP).

Jose Drummond
Curator

Paradox
The artists in “Paradox” investigate the contradictions between documentary and performance, fact and fiction, order & chaos. What is real and what is staged? The absurdity of real life, the ambiguity of movement and the enigma of space are some of the perceptions raised in “Paradox”.

http://blip.tv/play/gpRIvJZsAg

Dave Swensen Until Death Parts Us 01:23 – USA
Nicole Rademacher Walk With Me 01:16 – USA
Khairy Hirzalla Looking for 01:54 – Jordan
Hakan Akçura Catharsis 05:25 – Turkey/Sweden
Larry Caveney Arm Wresting Intervention 08:51 – USA
Kim Miller Thanx for Meeting Me Here 03:11 – USA
Vienne Chan Nightdance 05:53 – HK/Canada
Basmati Corpus Tracks 05:17 – Italy
Irina Gabiani Samaia or Triamazikamno 06:26 – Luxembourg
Xenia Vargova Tutu 03:10 – Bulgaria
Ng Fong Chao Redemption 10:55 – Macau

Loss & Desire
“Loss & Desire” explores the ambiguity of misplaced feelings from the philosophical aspect to the emotional. The strong deficit of engagement, the desire for connection and the interior struggle for clarity are permanent in each work.

Gaia Bartolini Unseen Dialogue 07:21 – Italy
Daniel Chavez Self Examination – I Am Nothing 02:38 – USA
Michael Douglas Hawk Bubble Girl 02:14 – Germany
Richard Jochum Mama 01:34 – Austria/USA
Alison Williams Cage-panic 01:46 – RSA
Debbie Douez Two in One 03:18 – Spain
Manfred Marburger Proud 02:15 – UK
Gili Avissar Self portrait-Dead artist 00:34 – Israel
Jose Drummond The Illusionist 01:58 – Portugal/Macau
Masha Yozefpolsky Deep Freeze Israel
Bianca Lei Won Ton noodles, I love …… IT ! 13:00 – Macau

Transformation
The power of “Transformation” is a vibrant and integral part of our lives. The mystery of life changing, the spirituality of isolated gestures and sounds and the manipulation of these elements compose a space of reflection and intimacy.

Amina Bech Tranquility Inverted 03:40 – Norway
Bill Millett The Book 06:46 – UK
Anders Weberg Undisclosed beauty 03:13 – Sweden
Glenn Church Fragility 05:33 – UK
Alison Williams & Anders Weberg Mirror Mirror 02:30 – RSA/Sweden
Christy Walsh Isolation 03:28 – USA
Alberto Guerreiro Transcendent 04:30 – Portugal
Alicia Felberbaum There and Back 02:47 – UK
Sue Pam-grant Portrait 03:26 – RSA
Danny Germansen Alienation & loneliness 01:59 – Denmark
Alice Kok The Duet 03:21 – Macau

Fantasy
“Fantasy” draws inspiration from the apparent fascination of lively graphic imagery. The looping of the modern era, the provocation of literature, the encounter with the fantastical and the employment of technology contribute to the process making of these visual stories.

Adamo Macri OOC 05:51 – Canada
Ebert Brothers Bluescape 02:57 – Germany
Verena Stenke/Andrea Pagnes Crossing 02:44 – Italy
Robertina Sebjanic Bubble 06:02 – Slovenia
Niclas Hallberg The Crying Man 01:23 – Sweden
Michael Chang Concerto Azzurro 06:10 – Denmark
Paolo Bonfiglio Mater 07:20 – Italy
João Ricardo Scarleet 07:04 – Portugal
Cindy Ng Walking 09:25 – China

Tornavideo (Screwdriver + Video = Screwdrivideo): The world, art and Ankara are changing


TORNAVIDEO*

World is changing…

Art is changing

So is Ankara…

Thanks to globalization, technology, informatics and the internet, we are close to every corner of the world through just a “click”. The borders are disappearing and the area is expanding. Apart from the artistic dimension of this situation, when we turn back to our life, it is not that easy and colourful in fact, especially for the ones living in big cities and metropolises. We waste our time running from one place to another because of some reasons such as work, school, shopping, social activities and so forth. In addition to affecting our life style, the conditions of this era and its heady speed naturally affect the scope of the current art and its application techniques as well.

The fact that technology, informatics and the Internet is constantly renewing and getting more widespread has also affected the techniques used in art. Thus, multimedia’ has become apparent in the production of art. Art works produced by using computer programmes like Photoshop, digital press on canvas or on different materials, digital pictures, e-mail, video and audio recordings, advertisement ( display poster, billboard, TV, etc.) are among the most widely used practice and presentation techniques. Besides, an interactive expansion via technology and the Internet has had a place in art practices. The aim is to make the audience actively participate in the process of art production by using internet or sometimes by live performances or such activities. By this way, the borders between artists and the audience will be replaced by interaction.

Different from the traditional understanding, presentation and exhibition are not restricted to the galleries any more. All indoor buildings and also outer space like streets, in other words every place which belongs to the public space, is now used for exhibition. This is because in the 21st century, most of us have neither time to spend years in front of a canvas for a painting, nor time to go to a gallery and see an exhibition

Due to the reasons discussed in detail so far, bars/ cafes and such places are among the most convenient places for exhibitions. Among these places, the most convenient one is undoubtedly the “Tamirhane (repair-shop)”. (We are getting tired at school, at work, on streets, we are getting exhausted. Each of us is like a machine; we need a repair-shop/ TAMİRHANE). As for the Tamirhane, it needs an activity that will expand its horizon. It needs – ‘TORNAVIDEO’.

With the Tornavideo activity, it is aimed to bring every sector together whether they are interested in art or not by attracting attention to the video art which is the focus of the contemporary art and also to the exhibitions in public space. By doing this, it is targeted that contemporary art practices will become more popularized and contribute to contemporary art practisers by creating an alternative space to exhibit their work. Besides, our all expectation is to get rid of the prostration by bringing a new insight into art practices in Ankara.

The Curators of the Tornavideo Activity
Funda ORUÇ, Uğur KARAGÜL

* TORNAVIDEO : Screwdriver + Video = SCREWDRIVIDEO

Artists: Ferhat Özgür, Gözel Radyo, Hakan Akçura, Maria Sezer, Nezaket Ekici, Ozan Adam and Şinasi Güneş


TORNAVIDEO Video-Art Activity, 15-22 January 2010

Place: Tamirhane, Tunalı Hilmi Cad. Bestekar Sk. 49/A Kavaklıdere-Ankara
Tel: +903124662142

Two “recording videos” of Hakan Akçura in this activity: “Catharsis” and “Rush Hour”

http://blip.tv/play/gpRIvJZsAg
http://blip.tv/play/gpRI3Z1fAg

Tornavideo: Dünya, sanat ve Ankara değişiyor


TORNAVIDEO

Dünya değişiyor…
Sanat değişiyor…
Ankara da değişiyor…

Küreselleşme, teknoloji, bilişim, internet derken dünyanın bir ucundan diğer ucuna bir “tık” kadar yakınız artık. Sınırlar kayboluyor, alan genişliyor… İşin sanal boyutu bir tarafa gerçek yaşantımıza döndüğümüzde hayatımız hiç de o kadar kolay ve renkli değil aslında, özellikle de büyükşehirler ve metropollerde yaşayanlar için. İş, okul, alışveriş, toplantı, sosyal aktiviteler vs. vs. vs… Zamanımızın çoğu bir yerden başka bir yere koşarken kaybolup gidiyor… Çağın koşulları ve bu baş döndürücü hız, yaşam biçimimizi etkilediği gibi, günümüz sanatının kapsamını ve uygulama tekniklerini de etkiliyor doğal olarak.

Uygulama konusunda, teknoloji, bilişim ve internetin sürekli kendini yenilemesi ve yaygınlaşması sanat üretiminde kullanılan tekniklere yansımıştır, böylelikle ‘multimedya’ sanat üretiminde kendisini göstermiştir. Bilgisayar ortamında photoshop ve benzeri programlarla üretilen işler, tual bezi veya farklı materyaller üzerine dijital baskılar, dijital fotoğraflar, e-mail, video ve ses kayıtları, reklam( afiş, billboard, tv vb.) yaygın olarak kullanılan uygulama ve sunum teknikleri arasındadır. Ayrıca teknoloji ve internet aracılığıyla interaktif bir açılım da sanat uygulamalarında yerini bulmuştur. Kimi zaman internet aracılığı ile kimi zaman canlı performans ya da benzeri etkinliklerle, izleyicinin de sanat eserinin üretim sürecine aktif katılımı sağlanmaya çalışılmaktadır. Böylelikle sanatçı-izleyici arasındaki sınırlar da yerini açık etkileşime bırakmıştır.

Geleneksel anlayışta olduğu gibi, sunum ve sergileme galeri mekânıyla kısıtlı değildir artık. Her tür iç mekân; bina/yapı, dış mekân; sokaklar, yani kamusal alana ait her yer sunum için kullanılan yeni mekânlar arasındadır. Çünkü 21. yüzyılda birçoğumuzun ne bir resim için tuval başında yıllarını verecek vakti var, ne de günlük koşuşturma arasında sergi ya da etkinliği izlemek için bir sanat galerisine özellikle gidecek vakti…

Yukarda uzun uzun değinilen sebeplerden dolayı, artık sergi için en uygun mekânlar arasında barlar/kafeler ve türevleri de yer almaktadır… Bu mekânlar arasında en uygunu ise “Tamirhane”dir şüphesiz. (Okulda, işte, sokakta, gün boyu yoruluyor, yıpranıyoruz… Makineler gibiyiz her birimiz, TAMİRHANE’ye ihtiyacımız var…) Tamirhane’nin ise eğlenirken öğreten, ufuk genişleten bir etkinliğe, yani “TORNAVİDEO”ya ihtiyacı var…

Tornavideo etkinliği ile, çağdaş sanatın odak noktasında olan video sanatı ve kamusal alanda sergilemeye dikkat çekerek, sanatla ilgilenen ilgilenmeyen her kesimi buluşturmak amaçlanmaktadır. Böylelikle, Türkiye’de çağdaş sanat uygulamalarının yaygınlaşması, mevcut çağdaş sanat uygulayıcılarının çalışmalarını sergileyebileceği alternatif bir alan yaratmak konusununda katkı sağlamak hedeflenmektedir. Ayrıca, Ankara’da yapılan sanat etkinliklerine yeni bir bakış açısı getirerek silkelenip, üstümüze yapışıp kalan memur bezginliğinden bir nebze olsun kurtulmaktır bütün ümidimiz…

Tornavideo Etkinliği Küratörleri
Funda ORUÇ, Uğur KARAGÜL

Uluslararası sanat ortamında aktif olan sanatçılardan, Ferhat Özgür, Gözel Radyo, Hakan Akçura, Maria Sezer, Nezaket Ekici, Ozan Adam ve Şinasi Güneş’in katılımları ile gerçekleşecek olan etkinlikte, sanatçıların animasyon, performans, video-art gibi farklı tür ve içeriklerde video çalışmaları sergilenecek.


TORNAVIDEO Video-Art Etkinliği, 15-22 Ocak 2010 tarihleri arasında bir hafta süresince izlenebilir.

Yer: Tamirhane, Tunalı Hilmi Cad. Bestekar Sk. 49/A Kavaklıdere-Ankara
Tel: +903124662142

Hakan Akçura’nın etkinlikte gösterilen iki “kayıt videosu”: “Catharsis” ve “Rush Hour (Paydos vakti)”

Catharsis from hakan akcura on Vimeo.

Rush hour from hakan akcura on Vimeo.